Türkiye Milli Güvenlik Kurulu terörle mücadeleye devam sözü verdi

>> събота, 28 юни 2008 г.

27/06/2008

ANKARA, Türkiye -- Ülkenin Milli Güvenlik Kurulu (MGK) 26 Haziran Perşembe günü terörle ve terörist Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile kararlı bir şekilde mücadeleyi sürdürme kararı aldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başkanlığında düzenlenen olağan toplantıda MGK, ülkenin terörle mücadele çabalarında karşılaştığı sorunların yanı sıra enerji meseleleri ve Irak'taki durumu el aldı. Toplantı sonrasında yayınlanan bildiride, kurul üyeleri Türkiye'nin yüksek enerji talebi ışığında yenilenebilir enerji kaynaklarından azami seviyede yararlanması gerektiğine karar verdiler. Kurul üyeleri komşu ülkelerle işbirliği ve Türkiye'nin bir enerji geçiş ülkesi olarak rolünü artırma sözü de verdiler. (Hürriyet - 27/06/08; Anadolu haber ajansı - 26/06/08)

Inform

Read more...

AB'den, Kıbrıs Türklerinin ekonomik entegrasyonunu iyileştirme hamlesi

>> понеделник, 23 юни 2008 г.

20/06/2008

Kıbrıs'ı yeniden birleştirme amaçlı çabalara verdiği desteği dile getiren AB, bölünmüş adadaki ticareti kolaylaştırma ve böylelikle de Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik izolasyonunu haifletme amaçlı bir dizi tedbiri bu hafta onayladı.

(AP, Reuters, Cyprus Mail - 19/06/08; AFP, AP, DPA, CNA, BM Haber Merkezi - 18/06/08; Cyprus Mail, Zaman, Anadolu Ajansı – 19/06/08; Hürriyet - 17/06/08, 20/06/08; AP, AFP, EU - 16/06/08; Avrupa Komisyonu - 10/04/08)

photo

Kıbrıs Rum Kesimi Devlet Başkanı Demetris Hristofiyas ve KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat geçen ay bir araya geldiler. [Getty Images]

AB dışişleri bakanları, Kıbrıs'ın 34 yıldır devam eden bölünmüşlüğüne son vermek amacıyla, Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk toplumları arasındaki ticareti kolaylaştıran tedbirleri bu hafta onayladılar.

Bakanların Lüksemburg'daki toplantısından sonra yayınlanan bildiride, bakanların adanın "yeşil hattı" üzerinden yapılan ticaret ve seyahatle lgili kuralları değiştirerek adanın "ticari ve ekonomik bütünleşmesini" artırmayı hedefledikleri belirtildi.

Avrupa Komisyonu (AK) Yeşil Hat Yönetmeliğinde Nisan 2004 tarihinde yapılan değişiklikleri iki ay önce onayladı. Üç önemli tedbir arasında, Rum kontrolündeki güney kesimde satılmaları halinde Kıbrıs Türk yönetimindeki kuzey kesimden gelen tarım ürünlerine uygulanan vergilerin genel olarak kaldırılması da yer alıyor.

Bir diğer tedbirde, Kıbrıs Türk kuzey kesiminden Kıbrıs Rum güney kesimine altı aya kadar süreyle mal girişine izin veriliyor.

Dahası, Kıbrıs Türk mağaza sahiplerine yardım etme amaçlı bir hareketle, insanlara hattı geçerken bavullarında 135 avro değerinde mal yerine 260 avro değerinde mal taşıma izni veriliyor.

AB dışişleri bakanları yeni tedbirlerin "adada elverişli bir ortam oluşması, insanların hattı geçişlerini kolaylaştırması ve devam eden barış sürecini desteklemesini" umduklarını belirttiler.

Türk askerinin, adayı Yunanistan ile birleştirmeyi amaçlayan Atina destekli kısa bir darbeyi bastırmak amacıyla adaya çıktığı 1974 yılından bu yana Kıbrıs etnik toplumlar arasında bölünmüş durumda bulunuyor.

BM sponsorluğundaki bir yeniden birleşme girişimi, Nisan 2004'te Kıbrıs Rum seçmenlerinin yoğun itirazı sonucunda başarısızlığa uğradı. Kıbrıs Türk toplumunun büyük kısmı plana destek vermesine karşın, sonunda Mayıs 2004'te AB'ye yalnızca adanın uluslararası alanda tanınan Rum tarafı katıldı. Ekonomik izolasyon altındaki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni yalnızca Ankara tanıyor.

Adayı yeniden birleştirme umutları, Kıbrıs Rum Kesimi'nin yeni seçilen devlet başkanı Demetris Hristofiyas ve KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın BM sponsorluğunda yeni barış müzakereleri başlatılması için hazırlıklara başlanmasına karar verdikleri Mart ayında tekrar yeşerdi.

Müzakerelerin temelini atmaları için toplam 13 adet çalışma grubu ve teknik komite Nisan ayında çalışmalara başladı.

Hristofiyas ve Talat ilerlemeleri gözden geçirmek üzere 23 Mayıs'ta bir araya geldiler. O zaman, mülkiyet hakları, güvenlik ve yetki paylaşımı düzenlemeleri gibi çetin konularla uğraşan gruplara daha fazla zaman gerekeceği ortaya çıktı. Toplum liderleri, müzakere sürecinin yakında başlayıp başlamayacağını değerlendirmek üzere Haziran ve Temmuz aylarında tekrar buluşacaklar.

Ancak Hristofiyas 19 Haziran'da Brüksel'de yaptığı açıklamada, Kıbrıs Türk müzakerecilerin her kararda Ankara'nın onayını istediklerini söyleyerek Türkiye'nin rolünden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Kıbrıs Rum lideri, Türkiye'nin askerlerinin kuzey Kıbrıs'tan çekilmesi yönünde çağrıda da bulundu.

İki günlük ziyaretini Çarşamba günü tamamlayan BM Genel Sekreterinin Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı Lynn Pascoe, sonunda bir barış anlaşmasına varılacağından emin olduğunu belitti. Lefkoşe'de konuşan Lascoe, "Çok uzak olmayan bir gelecekte gerçek müzakerelere başlayacaklarını düşünüyorum." dedi.

Bu içerik SETimes.com için hazırlanmıştır.

Read more...

ABD, Türkiye'de AKP'nin demokratikleşme çabalarına övgüde bulundu

22/06/2008

WASHINGTON, ABD -- Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice 21 Haziran Cumartesi günü yaptığı açıklamada, Türkiye'nin laik karakteri önemli olmakla birlikte dinin de bir unsur olduğunu söyledi.Washington'da düzenlenen bir dışişleri seminerinde konuşan Rice, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) diğer partilerin aksine Türk Kürtlere yardım eli uzattığı için partinin çabalarına övgüde bulundu. Anayasa Mahkemesi, Türkiye'deki laikliği tehdit ettiği iddia edilen partiyi kapatıp kapatmama konusunda karar verecek. Binlerce AKP destekçisi Cumartesi günü İstanbul'da bir gösteri düzenledi. Göstericiler, rakiplerin "yargı yoluyla darbe yapmaya" çalıştıklarını ileri sürdüler.

Diğer yandan bir Türk askeri mahkemesi, Cuma günü medyanın terörist Kürdistan İşçi Partisi'nin yanı sıra kuzey Irak'taki sınır ötesi operasyonlarla ilgili gizli bilgilere ilişkin belge ve dijital kayıtların yayınlamasını yasakladı. Savcılar, gizli istihbarat materyallerinin yerel bir televizyon kanalı tarafından naklen yayınlanması üzerine soruşturma başlattılar. (Hürriyet, Milliyet, Vatan - 22/06/08; Sabah, AFP - 21/06/08; Hürriyet, Zaman, Anadolu haber ajansı - 20/06/08)

Inform

Read more...

Türkiye,türban krizinden çıkış stratejisi arıyor

>> сряда, 18 юни 2008 г.

16/06/2008

Geçtiğimiz yılki seçim galibiyetinin ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “tüm Türkiye’nin başbakanı” olma sözü vermişti, fakat muhalifler Erdoğan’ı, geniş çapta desteklenen liberal reformları sürdürmek yerine İslami bir gündeme öncülük etmekle suçluyor. Söz konusu anlaşmazlık Türk siyasetine büyük zarar verebileceğinden, kimileri yeni bir uzlaşma sağlamaya çalışıyor.

Ayhan Şimşek, Southeast European Times için yazdı -- 13/06/08

photo

Türkiye başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, siyaset yasağı alabilir. [Getty Images]

Bu ayın başında Anayasa Mahkemesinin, iktidardaki İslamcı kökenli Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tarafından yapılan, üniversitelerde türban yasağını kaldırmaya yönelik yasa değişikliklerini iptal etmesi, Türkiye’yi derin bir siyasi krizin içine soktu.

Karar, bir taraftan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan açısından ciddi bir darbe olurken, diğer taraftan da Mahkemenin Erdoğan’ın partisi AKP’yi devletin laik karakterini yıkmaya çalıştığı iddiasıyla kapatması ihtimalini yükseltti.

Türkiye’nin cumhuriyet baş savcısı, Anayasa Mahkemesinin AKP’yi kapatmasını ve 71 AKP'li lidere de beş yıl siyaset yasağı verilmesini istemişti. İddianame, türban ile ilgili değişikliklerin, partinin “gizli bir İslamcı gündeme” sahip olduğunu gösteren temel unsurlardan biri olduğu belirtildi. Mahkemenin konuyu Temmuz ayında karara bağlaması bekleniyor.

Üniversitelerde türban yasağının kaldırılmasına yönelik talep, Türkiye’de çok uzun yıllardır tartışmalara neden olan bir mesele. Bazı Müslüman kadınlar, Kuran’da saçların örtülmesinin şart koşulmadığını söylerken, bazıları da çeşitli şekillerde başlarını örtüyor. Bu örtünme şekillerinin en katı olanı, yani saçın tamamıyla örtülmesi, Türkiye’de siyasi İslamın bir sembolü olarak görülüyor.

Türk kadınları genel olarak başörtüsü takıp takmamakta serbestler. Fakat memurların ve öğrencilerin başörtüsü takması yasak. Yasağın kaldırılmasından yana olanlar ifade özgürlüğünün tehlike altında olduğunu iddia ederken, muhalifler bu meselenin altında yatan itici gücün siyasi İslam olduğunu düşünüyor.

Söz konusu tartışma geçtiğimiz hafta yaşanan bir olayla oldukça hassas bir noktaya geldi. Televizyonda yayınlanan bir haber programında türbanlı genç bir kadın, kendisinin ve arkadaşlarının İran İslam devriminin lideri “Humeyni’ye hayranlık duyduklarını” ve – laik Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu – Mustafa Kemal Atatürk’ün “İslam ulusuna ihanet ettiğine” inandıklarını söyledi.

photo

Bir kadın, İstanbul’da Türkiye’nin en üst mahkemesinin, kadınların üniversitelerde türban takmasına izin veren yasayı iptal etmesini protesto etmeye yönelik bir gösteri sırasında Türk bayraklarının altında duruyor. 5 Haziran tarihli karar, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisine karşı açılan kapatma davasının beklenen kararının habercisi olarak görülüyor. [Getty Images]

Daha önce yeni bir sivil anayasa hazırlanmasına ilişkin çalışmalara başkanlık eden, ülkenin önemli liberal profesörlerinden Ergun Özbudun, Anayasa Mahkemesinin türban aleyhindeki kararını eleştirerek, hakimlerin yetkilerini aştıklarını söyledi. Özbudun, Kanal D televizyonuna yaptığı açıklamada, “Ayrıca Mahkeme, bugün hiçbir Batılı demokraside – hatta laiklik konusunda oldukça katı olan Fransa’da bile – görmediğimiz kadar sert ve dar bir laiklik çerçevesi çiziyor”, dedi.

Özbudun’a Türkiye’de gerçekten İslami bir devlet düzeni isteyenlerin nüfus içindeki payı yüzde 10’un altında, ki bu da oldukça önemsiz bir tehdit. Kısa bir süre önce yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, Türklerin çoğunluğu din ve devlet işlerinin ayrılmasına saygılıyken, yüzde 76’sı türbanın üniversitelerde serbest olmasını istiyor.

Fakat bütün Türk aydınlar Özbudun ile aynı fikirde değil. Cumhuriyet Halk Partili (CHP) bir siyasetçi ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin saygın bir eski üyesi olan Gülsüm Bilgehan, AKP iktidarında Türk kadınlarının haklarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya oldukları konusunda uyarıda bulunuyor.

Bilgehan, “Siyasi İslamcı gruplar ülkeyi İslamlaştırmak için sistematik çalışmalar yürütüyor ve bugün ülkenin bazı bölgelerinde ilkokul çağındaki küçük kız çocuklarının bile türban takmaya zorlandıklarını görüyoruz”, dedi.

AKP’nin “özgürlük retoriği” olarak tanımladığı söylemini eleştiren Bilgehan, gittikçe daha fazla kadının kamusal alanın dışında bırakıldığını ve geleneksel ev hanımı rolünü üstlendiğini söyledi. İstatistiklere göre kadınların iş gücüne katılımı, 1990 yılında yüzde 34 iken, 2007 yılı sonuna gelindiğinde bu oran yüzde 22'nin biraz üzerinde bir noktaya kadar gerilemişti.

AKP’nin 340 milletvekilinden yalnızca 25’i kadın ve Erdoğan'ın kabinesindeki kadın bakan sayısı da sadece bir.

Ünlü Türk yazar Soner Yalçın, kısa bir süre önce yayınladığı “Siz kimi kandırıyorsunuz?” isimli popüler kitabında AKP liderlerinin ailelerini araştırdı. Kitapta, bu ailelerde kadınların çoğunun evlendikten sonra türban takmaya karar verdikleri ve çoğunluğunun üniversite eğitimi almış olmalarına rağmen evlendikten sonra çalışmayıp evde oturdukları anlatılıyor.

Yalçın’a göre siyasi İslamcılar arasında görülen geleneksel muhafazakarlık, bu kadınları kamusal hayattan uzak tutuyor.

Türkiye’de aydınlar ve siyasetçiler, türban meselesi hakkında farklı görüşlere sahip olsa da, neredeyse herkes, Erdoğan'ın geçtiğimiz Temmuz ayındaki seçim galibiyetinin ardından bu meseleyi iyi yönetemediğini düşünüyor.

photo

Ankara’da Şubat ayında binlerce kişi, üniversitelerde türban yasağının kaldırılmasını protesto etmek amacıyla Mustafa Kemal Atatürk’ün mezarı Anıtkabir'i ziyaret ediyor. [Getty Images]

Seçimlerde AKP, istikrarın ve AB üyeliği çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen siyasi ve ekonomik reformların devamlılığının sağlanmasını isteyen iş çevreleri ve liberallerin de desteğini kazanarak yüzde 46.6 oranında oy aldı.

Temmuz 2007’de seçimlerde kazandığı galibiyetin ardından yaptığı konuşmada Erdoğan, partisinin Türkiye'nin demokratik, laik ve sosyal sistemine ve hukuk devleti ilkesine bağlı olduğunu söyledi. Laik muhalefete oy verenlere seslenerek, “Endişelerinizi anlıyorum; oylarınız bizim için değerlidir. Sizler demokratik hayatımızın zenginliğisiniz", dedi.

Bir dönem AKP’nin Türkiye’yi liberal bir demokrasiye dönüştürme potansiyeline sahip olduğunu düşünen, ülkenin önde gelen köşe yazarlarından Cüneyt Ülsever’e göre başbakan verdiği sözü yerine getirmedi.

Ülsever, Erdoğan’ın “tüm Türkiye’nin başbakanı” olmak ve liberal demokratik reformları ilerletmek yerine, daha çok kendi tabanının çekirdeğini oluşturan İslamcı kesimin menfaatine uygun değişikliklere öncülük ettiğini söylüyor.

Şimdi Türkiye'nin siyasetçileri ve aydınları, ülkenin ekonomi alanında başarı şansını ve bir AB aday ülkesi olarak güvenilirliğini şimdiden olumsuz yönde etkilemeye başlayan krizden çıkış için bir strateji arıyorlar.

Türkiye’nin en popüler köşe yazarı olan Hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeni, her iki kesime de ülkenin menfaatleri için çalışmaları çağrısında bulundu.

Perşembe günkü köşe yazısında Ertuğrul Özkök, "Şimdi herşeyi unutup, yeni bir toplumsal uzlaşma için yeni bir sayfa açmalıyız. Anlaşmazlıklara son verip, AB üyeliği başta olmak üzere ortak amaçlarımız etrafında birleşmeliyiz," dedi.

Türban meselesi ile ilgili yeni ve kapsamlı bir tartışma konusu ortaya atan Özkök, laik kesime, bu tip İslami sembollerin ilk ve orta öğretim kurumları ile kamu kuruluşlarında yasaklanması gibi yeni garantiler verildiği takdirde türban yasağının kaldırılabileceğini dile getirdi.

Özkök, “Demokratik ve laik bir Türkiye için yeni bir toplum sözleşmesi mümkün. Fakat önce birbirimize güvenmeye başlamalıyız”, dedi.

Bu içerik SETimes.com için hazırlanmıştır.

Read more...

Türk ordusu PKK operasyonu başlattı

>> понеделник, 16 юни 2008 г.

ANKARA, Türkiye -- Ordu, terörist Kürdistan İşçi Partisi'ne (PKK) bağlı mlitanların en az üç Türk demiryolu işçisinin yaralandığı bir dizi saldırısı sonrasında, 15 Haziran Pazar günü Kürt militanları ortadan kaldırma amaçlı özel bir operasyon başlattı. Genelkurmay, operasyonun Bingöl ilinde sürdüğünü açıkladı. (Hürriyet, ITAR-TASS - 15/06/08; Reuters, AP, Anadolu haber ajansı, Xinhua - 14/06/08)

Inform,15.06.08

Read more...

Fransa engel yaratmaya devam ederken, ABD'den Türkiye'nin AB üyelik hedefine destek

>> събота, 14 юни 2008 г.

ABD'nin Türkiye'nin AB üyeliğine verdiği destek, Türkiye'de devam eden kriz ve Fransa'nın ülkenin üyeliğini engelleme çabalarının Ankara'nın umutlarını azaltmasından korkulan bir dönemde geldi.

Southeast European Times için Ayhan Şimşek'in haberi -- 13/06/08

Fransa'nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Jean-Pierre Jouyet, Türkiye'nin AB üyelik hedefini referanduma sunma planını "hakaret" olarak nitelendirdi. [Getty Images]
ABD Başkanı George W. Bush 10 Haziran Salı günü Avrupalı müttefiklerini Türkiye'nin stratejik açıdan önem taşıyan AB yönelimini desteklemeye çağırdı. Slovenya'da düzenlenen ABD-AB zirvesi sonrasında konuşan Bush, "Türkiye'nin AB üyesi olmasına güçlü bir şekilde inanıyor ve Türkiye'nin demokrasi ve serbest pazar reform sicili ve AB umutlarını gerçekleştirme yönündeki çalışmalarını takdir ediyoruz." dedi.
Bush'un sözleri, Türkiye'nin AB umutlarına şüpheyle bakan Fransa'nın 1 Temmuz'da altı aylık AB dönem başkanlığını devralmaya hazırlandığı bir dönemde geldi.
Fransa'nın itirazları bir yana, Türkiye'de iktidardaki İslamcı kökenli Adalet ve Kalkınma Partisi'nin laikliği baltaladığı iddiasıyla kapanma olasılığıyla karşı karşıya kaldığı mevcut siyasi kriz, ülkenin AB üyelik umutlarına zarar verebilir. AB'nin Genişleme Sorumlusu Olli Rehn, Türkiye'nin demokrasi ilkelerine uymaması halinde üyelik müzakerelerinin askıya alınma olasılığına işaret etti.
Alman Marshall Fonu'ndan Dr. Ian Lesser bi yazısında, "Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkanlar, büyük olasılıkla Türkiye'nin popüler iktidar partisinin kapatılmasına Türkiye'yi AB ile özel bir ilişkiye zorlamak için yeni bir gerekçe olarak tutunacaklardır." dedi.
"Müzakereler bir kere askıya alınırsa, tekrar başlatılmaları çok zor olabilir." Türkiye'de sürece verilen destek ve AB'ye duyulan inanç azalmaya devam ediyor. 2004 yılında Türk halkının yaklaşık % 75'i AB üyelik sürecini destekliyordu. En son Eurobarometre anketine göre bu rakam % 49'a düştü.
Fransız siyasilerin tartışmalı bir adımı Türkiye'deki AB yanlısı güçlerin güvenilirliğini daha da azaltabilir. Geçen ayın sonlarında, Fransız Ulusal Meclisi Türkiye'nin gelecekteki olası üyeliğinin kabulü konusunda referandum yapılmasını öngören bir yasayı onayladı.
Ocak ayında Paris, AB genişlemesi konusunda zorunlu referandumlarla ilgili bir maddeyi kaldırarak, bir ülkenin AB üyeliğinin nasıl onaylanacağı konusundaki kararı Fransa Cumhurbaşkanı Nicloas Sarkozy'ye bıraktı.
Ancak Fransa Ulusal Meclisi, anayasa reform paketine nüfusları AB'nin toplam nüfusunun %5'inden fazla olan ülkeleri kabul edip etmeme konusunda referandumun zorunlu kalmasını ifade eden bir madde de ekledi.
Gözlemciler bu ifadeyi kasıtlı olarak Türkiye'nin üyeliğini hedefliyor olarak görüyorlar. Fransa'nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Jean-Pierre Jouyet hareketi Türkiye'ye yönelik bir "hakaret" olarak eleştirdi.
Fransa Senatosu'nun dışişleri ve savunma komitesi de hareketi eleştirdi ve Perşembe günü değişikliği reddetti.
Türkiye uzun zamandır Fransa'yı, kapsamlı reformlar ve ulusal dönüşümün önemli bir lokomotifi olan AB müzakerelerini engellememeye çağırıyor. AB yetkilileri Türkiye'nin üyeliğinin kapıda olmadığı ve sürecin hiç de otomatik olmadığının da altını çiziyorlar. Türkiye'nin AB üyeliği ancak bütün şartları yerine getirmesi ve Avrupa'nın ilke ve yasalarına uymasıyla mümkün olabilecek.
Bu içerik SETimes.com için hazırlanmıştır.


Inform,June 2008

Read more...

Türkiye Anayasa Mahkemesi üniversitelerdeki türban yasağını onayladı

>> събота, 7 юни 2008 г.

Hakimler, üniversitelerde türban giyilmesinin laiklik ilkesine aykırı olduğunu söylediler. [Getty Images]

ANKARA, Türkiye -- Anayasa Mahkemesi, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'ne (AKP) büyük bir darbe vuran vuran bir hareketle, üniversitelerde türban giyilmesine ilişkin yasağı kaldıran anayasa değişikliğini 5 Haziran Perşembe günü reddetti. Anayasa Mahkemesi'nin raportörü davanın yargı gerekçelerinden ötürü görülmesine karşı yönde tavsiyede bulunmasına karşın, mahkeme aksi yönde karar aldı. Hakimler, üniversitelerde türban giyilmesinin laiklik ilkesine aykırı olduğunu söyleyerek 9'a karşı 2 oyla yasağın tekrar uygulanması yönünde oy verdiler. AKP, dini özgürlükleri güçlendirmek ve halkın eğitime erişimini artırmak amacıyla söz konusu değişikliği Şubat ayında parlamentodan geçirmişti. Çok sayıda genç kadın başörtüleri çıkarmaları gerekeceği için üniversiteye gitmeyi reddediyor.

BBC'nin bildirdiğine göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan atılacak bir sonraki adıma karar vermek için Cuma günü AKP'li yetkililerle toplantı yapıyor. Perşembe günkü karar, Anayasa Mahkemesi'nin AKP'yi tümden kapatma amaçlı bir diğer davada nasıl karar vereceği konusunda bir işaret olabilir. (Zaman, Hürriyet, BBC - 06/06/08; NTV, Anadolu Ajansı, AP, Bloomberg - 05/06/08)

Inform,06.06.08

Read more...

Türk lider Gül tarihi ziyaret için Japonya'da

>> сряда, 4 юни 2008 г.

Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bu hafta Japon ekonomik forumlarına katılacak.
photo

Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 3 Haziran Salı günü Japonya'ya gitti. [Getty Images]

Abdullah Gül, bir Türk cumhurbaşkanının ülke tarihinde Japonya'ya yapacağı ilk ziyaret için 3 Haziran Salı günü bu ülkeye gitti. Gül burada İmparator Akihito, Başbakan Yasuo Fukuda ve parlamento üyeleriyle bir araya gelecek. Cumhurbaşkanı Tokyo ve Osaka'da düzenlenecek ekonomi konferanslarına da katılacak.

Inform,03.06.08

Read more...

  © Blogger template Webnolia by Ourblogtemplates.com 2009

Back to TOP