Türkiye'nin terörle mücadele stratejisi gözden geçiriliyor

>> събота, 18 октомври 2008 г.

17/10/2008

Türkiye'nin siyasi ve askeri liderleri, son yaşanan terör saldırıları ve artan kamuoyu baskısı sonrasında PKK ile mücadele stratejilerini gözden geçiriyorlar.

Southeast European Times için Ayhan Şimşek'in analizi-- 17/10/08

photo

Türk ordusu Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, "Bölücü terör örgütünün yaptıklarını başarılı eylemler olarak sunanlar, dökülen ve dökülecek kanlardan sorumludurlar." dedi. [Getty Images]

Türk silahlı kuvvetleriyle PKK arasında 16 Ekim Perşembe günü meydana gelen yeni bir çatışmada beş asker şehit oldu ve 15 asker yaralandı. Genelkurmaydan yapılan açıklamaya göre, terörist örgütün beş üyesi de ölü olarak ele geçirildi. Son saldırılar, bu ay yaşanan diğer ölümlü olaylardan hemen sonra meydana geldi.

3 Ekim'de Türk ordusuna ait bir karakola düzenlenen bir saldırıda 17 asker şehit olması ve 8 Ekim'de Diyarbakır'da bir polis servis otobüsüne pusu kurulması sonucu beş polisin ölmesi hükümet ve ordu üzerinde büyük bir kamuoyu baskısı oluşturdu. Son ölümcül terör saldırıları dalgası Türkiye'nin siyasi ve askeri liderlerini ülkenin terörle mücadele stratejisini revize etmeye başlamak zorunda bıraktı.

Orduyu güçlü şekilde eleştiren Türk Taraf gazetesinde çıkan haberlere göre, Silahlı Kuvvetler PKK'nın 3 Ekim'de Aktütün karakoluna saldırı hazırlığı yaptığının farkındaydı. Bölgeden gelen gizli askeri raporlara dayandan Taraf, ordunun yaptığı ciddi yanlışların ağır can kaybına yol açtığını iddia ediyor. Diğer yerel medya kuruluşlarının da bu hafta raporlara atıfta bulunmaları silahlı kuvvetler üzerindeki kamuoyu baskısını artırdı.

Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ Çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında haberleri sert bir dille eleştirdi. Başbuğ medyayı, yanlış bilgilere dayanarak orduya kendi deyimiyle "meşru eleştirinin sınırlarını aşarak" "sistemli bir şekilde saldırmakla" suçladı.

"Bölücü terör örgütünün yaptıklarını başarılı eylemler olarak sunanlar, dökülen ve dökülecek kanlardan sorumludurlar." diyen Başbuğ şöyle devam etti: "Son sözüm budur. Herkesi dikkatli olmaya ve doğru yerde durmaya davet ediyorum."

Yeni strateji çağrıları

1984 yılından bu yana Türkiye'nin PKK'ya karşı sürdürdüğü mücadelenin neredeyse 40 bin cana mal olması, terörle mücadele büyük bir değişiklik yapılması yönünde çağrılara ve hükümetin başarısızlığı ve ordunun terörle mücadele çabalarındaki lider rolüne karşı açık eleştirilere yol açtı.

Güvenlik uzmanı Profesör Mahir Kaynak, PKK'ya karşı yirmi yıldır sürdürülen mücadelenin maliyetinin 75 milyar doları aştığını söyledi. Kaynak'a göre, Türkiye PKK'ya karşı daha iyi bir strateji izleyerek hazinedeki bu kaybı engelleseydi, bu para Güneydoğu Anadolu ve Türkiye'nin çehresini değiştirebilirdi.

Kaynak Türkiye'nin TRT devlet radyosunda yaptığı konuşmada, "Orduya terörle mücadelede baş rolü vermek yanlış bir hareketti. Tabii ki toprakları korumak için ve bir egemenlik işareti olarak bölgeye askeri güçlerin gönderilmesi gerekliydi. Ancak PKK'ya karşı mücadele sıradan askeri birlikler yerine özel güvenlik güçleri tarafından yürütülmeliydi." dedi.

Terörizmin kültürel, sosyal de ekonomik olmak üzere çeşitli boyutları olduğunu vurgulayan Kaynak, daha geniş bir strateji çağrısında bulundu ve Türkiye'nin terörle mücadele çabalarının PKK'nın şiddet dolu saldırılarına tepki vermekle sınırlı olmak yerine daha proaktif olması gerektiğini vurguladı.

Kürt sorunu konusunda tanınmış bir uzman ve Türkiye Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) eski müsteşar yardımcısı olan Cevat Önes siyasi çözüm gereğinin altını çizdi. NTV özel televizyonuna verdiği demeçte Önes, "PKK, on yıllardır süren Kürt sorununun nedeni değil, daha çok bir sonucudur." dedi.

"Toplumsal talepler siyasileri çözüm bulmaya itiyor, ancak siyasiler yeni politikalar geliştiremiyorlar." diyen Önes şöyle devam etti: "Kürt sorununun bazı dış bağlantıları vardır. Ancak temelde bir iş sorundur. Bu Türkiye'nin sorunudur." Uzman, Kürt sorununu çözmek için daha fazla demokratikleşme ve evrensel ilkelere dayalı yeni bir anayasa önerdi.

Türkiye'nin iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ülkedeki etnik Kürt vatandaşlara karşı yeni bir açıklık politikası sözü vermesine karşın, PKK'nın saldırıları halkın öfkesini artırmakta ve demokrasi reformlarını sınırlamaktadır.

Terörle mücadele operasyonlarının daha iyi koordinasyonu

Türkiye'nin siyasi ve askeri liderleri bu hafta örgütle mücadelede, sivillerin karar alma mekanizalarında kademeli olarak daha fazla rol alacakları yeni bir yaklaşım da dahil olmak üzere, yeni tedbirler alınması konusunda anlaştılar.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yüksek rütbeli komutanlar ve ilgili bakanlardan oluşan Terörle Mücadele Yüksek Kurulu (TMYK), içişleri bakanlığı bünyesinde görev yapacak yeni bir terörle mücadele koordinasyon organı kurma kararı aldı.

Yeni birim terörle mücadelede stratejik planlamadan sorumlu olacak, sivil güvenlik birimleriyle ordu arasında istihbarat paylaşımını kolaylaştıracak ve sivil yetkililer ve ordu subayları arasında düzenli toplantılar düzenleyecek. Gözlemciler bölüme bir ordu subayının yerine üst düzey bir sivil bürokratın başkanlık etmesini bekliyorlar.

Yeni bir terörle mücadele koordinasyon organı oluşturma fikri ordudan da destek gördü. Başbuğ geçen sene yaptığı bir konuşmada, güvenlik teşkilatları, istihbarat birimleri ve hükümet yetkilileri arasında diyalog ve koordinasyon eksikliğinin terörle mücadelenin başlıca sorunlarından biri olduğunu söylemişti.

Terörle mücadele stratejisinde yapılan revizyon kapsamında, TMYK'nin önümüzdeki haftalarda da toplantılarını sürdürmesi bekleniyor. Kurulu bekleyen zorlu konular arasında ordunun sahadaki terörle mücadele operasyonları sırasında daha fazla yetki talebi de yer alıyor.

Ordu subayları, AB tarafından başlatılan bazı reformların gerekli güvenlik operasyonlarındaki yetkilerini azalttığını ileri sürüyorlar. Reformlar kapsamında, askerlerin şahıs veya özel mülkte arama yapmaları için savcılıktan izin almaları gerekiyor ve bu da ordunun sona ermesini istediği bir handikap oluşturuyor. Asker ayrıca, PKK militanları arasındaki haberleşmeyi kesmek ve uzaktan kumandalı bombaları safdışı bırakmak için sorunlu bölgelerde haberleşmeyi kısıtlamak da istiyor. Diğer talepler arasında terör zanlılarının gözaltı sürelerinin uzatılması ve ordunun PKK'ya mesaj taşımakla suçladığı avukatlarla görüşme haklarının sınırlandırılması yer alıyor.

AKP hükümeti AB üyeleri İspanya ve İngiltere'nin son dönemde güçlendirilen terörle mücadelerini inceleyeceğini ve AB standartlarına uygun yeni yasalar çıkarmayı planladığını söylüyor.

Bu içerik SETimes.com için hazırlanmıştır.

Публикуване на коментар

  © Blogger template Webnolia by Ourblogtemplates.com 2009

Back to TOP